9.7.08

Kimseyi Yargılamayın

Hayat bize her şeyden önce, hiç kimseyi yargılamamayı öğretsin.
Ve lütfen kimseyi yargılamayalım.
Hayat bizim yazıp çizdiğimizin, kurduğumuzun, tasarladığımızın çok ama çok dışında bir şey.
Tam “Olacak” dediğiniz bir işinizin ters yüz olduğu, “Olmaz” deyip dönüp giderken oldurulan bir şey işte.
Bunca yıl geçti hâlâ anlayabildim diyemem.
Yaşlarını hayretle karşıladığım ninelerim bile anlamamışken, yirmili yaşların içinde anlamaya dair lâkırdı etmek, komik olsa gerek.
Ama insan bu, yaşadığı her yılı bir şeyden sayıp, kendine bir rol biçince hayatın içinde, bir şeyler öğrendim yanılgısına düşüyor böyle. Sonra öğrendiği her yeni şeyle de, utanıyor söylediği bu sözden.
Ve yanılıyor, hayat hep ama hep öğretiyor. Bir türlü oldurtup, tamam dedirtmiyor.
***
Şimdilerde biraz dağınığım.
Fonda hayat, ben sözleri oluyorum.
Yine de yaşadıklarımdan öğrendiğim; kalabalıklara aykırı bir söz söylerseniz, doğru sandıklarını aslında doğru olmadığını anlatmaya çalışırsanız, kimse sizi kabullenmez.
Kendi doğrularını yaşamaya çalışanları mutlaka yargılarlar.
Bir köşe başından inerken ayrılığa, suçüstü yakalayıp, yargısız asarlar.
Siz uzaktan asılan cesedinize bakarsınız. Dokunmanıza bile müsaade etmezler.
Onlar astıkları bedeninizi temizledik sandıklarından, dokunarak kirletmenize izin vermezler.
Siz sessiz cümlelerle haykırırsınız; “Ben değildim.” Sizi duyamaz kimse.
Militan bir sukut bulaşır o günlerden ellerinize. Cesaretiniz yenik düşer cellât ihanetlere.
İçinizdeki bütün keşkeleri sürgüne yollarsınız.
Kimseler olmaz yanınızda o günden sonra.
Oysa zaten hiç kimseniz yoktu.
Kimseler var sanıldığında da.
“Seni yaraladım” diye sevinenler unutmuştur; insan sadece kendini yitirir, bir başkasını yitireyim derken...
Ve cellâtlar her zaman masum yüzlüdür.
Unutulur…
Ve kader öyle bir adalet eder ki, şaşar kalırsınız.
İnsan sanır ki; yaptığımın aynısıyla cezalandırılacağım.
İmtihan dünyasının sırrı çözülmesin diye, ummadığınız bir olayın içinde öyle bir acı çekersiniz ki; gözünüzün feri, dilinizin sesi, yüzünüzün hali değişir.
Ve eğer ferasetinizi henüz kaybetmediyseniz, kaderin nereden adalet ettiğini anlarsınız.
Sizin için, her güne başlarken kalkan ele, artık cevap verilmiştir.
Bunu her kanadığınızda ya fark eder ya etmezsiniz.
Rabbim adalet sahibidir, kanattığınız, bunu bildiği için ellerini semadan hiç indirmemiştir.
Siz bilemezsiniz.
saadet bayri

Hiç yorum yok: