9.10.11
23.9.11
Öylesine Geçtin
Belki öylesine gelip geçiyordun kapımdan
Hiç bakmadan etrafına
Hiç umursamadan iğde ağaçlarının kokusunu.
Kedilerin asil yürüyüşüne bakıp, tebessüm etmeden hem de
Tüm sözleri çam ağaçlarının dallarına asmıştın geçerken
Dostların dünlere emanet verilmiş
Sevdaları masallarda okuyarak geçiyordun tüm anların içinden
Dedim ya belki öylesine geçiyordun tüm günlerin içinden.
Öyle bir günde, öyle bir anda geçtin ki ömrümden
Ve ben öylesine sevmiş bulundum seni.
Artık bende tıpkı senin gibi
Öylesine geçiyorum tüm gözlerin önünden.
Ama öylesine..
saadet bayri
22.9.11
Dışarısı Hasret Kokuyor
"Dışarısı eylül kokuyor."demiş şair.
Benim için hasret. Burnumu yakan bir iyot kokusu.
Arka sokaktan geçiyor ölüm, ayak sesleri çok tanıdık.
Senin haberin yok her gece yağmur yağıyor karanlığa ve gece sırılsıklam.
Damlalarında kastı var.
Ağaç dallarına asılıp "ha düştü ha düşecek" yüreğim ağzımda bekliyorum.
Bu ara ben her işareti senden biliyorum.
Rüzgar sert esiyor, senin işin diyorum. Ağzımda kekremsi bir acı.
Bir fısıltı tüm meczupların dilinde.
Adını söylüyor bir anne yanında ki çocuğa...
Bu ara her şey senden bahsediyor Ama sen yine de
Hoş gör bu halimi aşktandır aşktan ve geçer birazdan.
Damlalarında kastı var.
Ağaç dallarına asılıp "ha düştü ha düşecek" yüreğim ağzımda bekliyorum.
Bu ara ben her işareti senden biliyorum.
Rüzgar sert esiyor, senin işin diyorum. Ağzımda kekremsi bir acı.
Bir fısıltı tüm meczupların dilinde.
Adını söylüyor bir anne yanında ki çocuğa...
Bu ara her şey senden bahsediyor Ama sen yine de
Hoş gör bu halimi aşktandır aşktan ve geçer birazdan.
Saadet Bayri
30.7.11
Mesafeler Aşka Engel mi?
Yine hafakanlar bastı içimi. Şimdi ne demeli? Kime neden kızmalı?
Hani “Gözden ırak olan, gönülden de ıraktı”. Yıllarca yalan mı söylediler bize? Giden sevgilinin ardından yaş dökerken, “unutur seni oralarda” diyenlere inanırken.
Zamanla ne değişti de, mesafeler engel olmaktan çıkıp, yüreklerimize zeytin dalı uzattı.
Yani bütün mesele telefon ve internet mi idi?
Eskideki âşıklar teknolojiye kurban mı edildi?
Hangisine inanmalıyım. Mesafelere yenilen âşıklara mı? Uzaklığa direnen aşklara mı? Hiç görmeden bir ömür bekleyen kara sevdalılara mı?
Söyler misin hangisini değirmeliyim bahtıma?
Hangisini neden etmeliyim olmayışına. Kimi yalancı çıkarmalıyım. Dönüşü olmayan gidişine neyi bahane etmeliyim?
**
Tamam engel olmasın mesafeler hiçbir şeye..
Ağlıyorum şimdi gidişine, olmayışına, mesafelere..
Hissediyor musun? Sebepsiz ıslandı mı yanakların? İçin bir anda sıkıldı mı? “İçimde bir his var.” dedin mi mesela? Kalkıp oraya buraya yürüdün mü nedensiz, amaçsız öylesine?
Bana sorarsan mesafeler aşka engel değil. Aşka aşıklar engel.
Mesela ben yanarken sana şimdi, sen üşüyorsun oralarda. Ben ağlarken içli içli, sen gülüyorsun belki şen kahkahanla.
Ulaşmak isterken, uzaklığın dikiliyor karşıma. Elindeki neşteri sallıyor en geçmez yarama.
Söylenmesi gereken bir çok şey yazılıp siliniyor sonra. Oysa her şey bir "gönder" tuşu kadar yakın. Ama "vazgeç" tuşu kadar uzak..
Ulaşmak isterken, uzaklığın dikiliyor karşıma. Elindeki neşteri sallıyor en geçmez yarama.
Söylenmesi gereken bir çok şey yazılıp siliniyor sonra. Oysa her şey bir "gönder" tuşu kadar yakın. Ama "vazgeç" tuşu kadar uzak..
Söyle bu mesafeler kime engel şimdi..
(saadet bayri)
(saadet bayri)
Tutunamayanlar
Herkes geçer diyor.. geçer mi Olric?
Herkes ne bilir acımı, herkes ne bilsin acımızı..
Yaşar gibi yapmaktan, özlemez gibi yapmaktan,
İyiymiş gibi yapmaktan, nefes alıp onu içimde tutmaktan,
O nefeste boğulmaktan sıkıldım..
...Ki nefessizlikten değil, nefesten boğulmaktır marifetimiz Olric.
- Evet efendimiz
- Bana katıldığını bilmek güzel. Arada ses vermen güzel.
"İçimin sesi de olmasa, ölürüm yalnızlıktan.."
*Oğuz Atay/ Tutunamayanlar
Her Yer MAvi
Bir elimde kitap
Karşımda deniz
Alabildiğine mavi her yer
Ahh
AŞK mavi
Sabah mavi
Huzur mavi
Hafif bir esinti ve iyot kokusu
Kulağımda dalgaların ıslık sesi
Umrumdamı şimdi yaşamak yada yaşayamama korkusu
(saadet Bayri)
29.7.11
Delilik Hali
Her sabah beraber uyanıyoruz seninle, ayrı bir şehirde aynı güne. Önce kalkar kalkmaz neler yapabileceğini düşünüyorum.
Muzip bir tebessüm beliriyor yüzümde. Elindeki bardağı düşürürken görünce, “aklından geçtim” diyorum ve “oh oldu” derken yakalıyorum kendimi.
Hşşşşşşt diyor bir ses arkadan, gülünmez öyle her şeye kahkahalarla... Çok duyduğum sözleri arşive alıyorum. Ben bugünlerde başka bir an yaşıyorum
Derken perdeleri aralıyorum. Malum yaz, gökyüzü en güzel haliyle göz kırpıyor. Bu hayatı senin için değil, benim için seviyorum.
Lodos esiyor efil efil… İçimdeki tüm kavaklar raksa duruyor. Dilimde en son dinlediğim şarkı..
Ay bana bugünlerde bir aşklar oluyor.
Yüreğimin son hallerine “çarpıntı” dedi doktor. Ben onun adını duyduğumdan beri böyleyim dedim, psikiyatra sevkimi istedi. Güldüm.
Her halim uyuyor sanırım, tuhaf tuhaf baktı yüzüme.
Deli işte doktor amca deli karışma gerisine..
31.5.11
Değişiyorum
Çok uzun zaman oldu yazıyla sırdaşlığım. O kadar çok şey fısıldadım ki kulağına, sakladıklarının çokluğunu gördükçe korktum.
Yazının da kulağı olmasın, yerin olduğu gibi.
Bazen çok kısa cümlelere çok büyük anlamlar yükledim. Yazının boyu kısaldı yüklendikleriyle ama yinede büyük yürekler vermiştim onlara, taşımayı becerdiler.
Sevmediğim bütün cümleler yalnızlığı anlattı.Ve içinde birini gizleyen yalnızlıklar,yalancı geldi. Bir başkasının sebep olduğu duygu bana ait olamazdı.
Yada ben böyle sanıyordum.
Yanıldım...
Çok şey bildiğimi değil, çok şey öğrenmem gerektiğini sandığım gün başladı bu yanılgım.
Zira bilmediklerimi farkettikçe, korkularım arttı.
Kaygılarım zincirlerinden kurtulurken mağrurdu. Bir zaferin tebessümü vardı, anlamlarında.
**
O kadar çok planlarım vardı ki, yapamadığım her kurgum; tahammülsüzlük ve sabırsızlık olarak geri döndü.
Derken günlerin yetmediğinden şikayet ettim.Yaşımın gençliği ve hoyratlığım kimi zaman ürkütse de "daha gencim" sözüm erken yaşlanmama sebep oldu.
Anne oldum.
Tüm tanıyanların geç dediği ama benim erken sandığım zamanda hemde.
Aşkın kucağından şefkatin kucağına düştüm ve ilk defa yerimden bu kadar emin olmamam gerektiğini fark ettim.
Aşkın kucağında salınırken nazlı nazlı.. "Dünya yansın banane" diyorken, şefkatin kucağına geçince, titredim doğan güneşten, uçan kuştan..
Yüreğimin bir başkası için bu kadar masum atacağını ve yürek şehrimin caddelerinde huzur verici sessizliğin olacağını düşünemezdim.
Masumluğun sesinin olmadığını, cümlelere sığmadığını, anlatamayınca farkettim.
Bütün saatlerime hükmederken bir el, ben bu kadar savunmasız ve mutlu olabilmenin heyecanıyla telaşlandım.
Geçmişimi temize çektiğim günden beri.
İkinci el mutluluklardan ve tasvirli aşklardan yakamı kurtardığım andan bu yana
Bana ait olan bir duygunun salıncağında uçuyorum.
"Ey hayat, bana verdiğin ve vermediğin hiçbir şey, bundan daha güzel değilmiş.
Verdiklerin ve vermediklerin için akıttığım gözyaşlarımdan özür dilerim"
14.5.11
Hep Zarar
bak
git gide su alıyor gemilerim
bütün mal varlığım
sulara karışıyor
severek
kar edeyim derken seni
baktım hep zarar hep zarar
bu aşktan kalan geri
(saadet Bayri)
Ahretlik Sevdim
Yapma Nazende!
bana değerini sorma
kıymetini
faniyle tasvir edemem
seni ahretlik
sevdim ben
görmediğimi anlatamam.
(saadet Bayri)
10.5.11
..
"... Mülk gibi söz de, ne senin, ne benim.
Cümle gibi aşk da, ne senin, ne benim.
Söz de, aşk da,
ne senin, ne benim.
Bir yaz sabahına doğan ve su değdiğinde kokusunu salan kırmızı sardunya, ağustos göklerinde başımın üstünden geçen bulut,
mayıs gülü,
ışıklı nisan yağmuru,
ne kadar Allah'tansa;
mülk gibi söz de ve aşk da O'ndan.
'sen' tahtına yazıcı kimi oturtsa da;
beşeri bir sevgili ya da cismani bir aşk gibi görünen,
hiçbir yol O'ndan özgeye çıkmıyor aslında,
gönül tahtına O'ndan özge sultan olmuyor.
Değil mi ki her şey O'ndan;
gidecek yer yok O'ndan başka,
gelinen yer yok O'ndan başka"
(yusuf ile züleyha)
Cümle gibi aşk da, ne senin, ne benim.
Söz de, aşk da,
ne senin, ne benim.
Bir yaz sabahına doğan ve su değdiğinde kokusunu salan kırmızı sardunya, ağustos göklerinde başımın üstünden geçen bulut,
mayıs gülü,
ışıklı nisan yağmuru,
ne kadar Allah'tansa;
mülk gibi söz de ve aşk da O'ndan.
'sen' tahtına yazıcı kimi oturtsa da;
beşeri bir sevgili ya da cismani bir aşk gibi görünen,
hiçbir yol O'ndan özgeye çıkmıyor aslında,
gönül tahtına O'ndan özge sultan olmuyor.
Değil mi ki her şey O'ndan;
gidecek yer yok O'ndan başka,
gelinen yer yok O'ndan başka"
(yusuf ile züleyha)
2.5.11
Otopsi Raporum
otopsi raporum kabul edilmiyor,
“aşktan adam mı ölür ”
diyorlar.
yetiş
aşkımızın deliline
şüphe karışıyor….
saadet bayri
24.4.11
Teslimim
haya peçesini taktım
yüreğime
ve ben artık
senin önünde aşktan söz
edemem
yakışmıyor dilime
ayaklarımın ucuna da bassam
yetişmiyor, sevdamın boyu
boyuna
*
ben teslim oldum
zamana..
artık söz onun
devran onun
ne derse onun
onu dinleyeceğim
onu dinleyeceğiz
madem herşey bu kadar
destursuz geliyor aklıma
madem bu kadar can yanıyor
bir can hatrına
teslimim artık
sana
ve
azraile
habersiz geliyorsunuz
ikinizde
zira
saadet bayri
yüreğime
ve ben artık
senin önünde aşktan söz
edemem
yakışmıyor dilime
ayaklarımın ucuna da bassam
yetişmiyor, sevdamın boyu
boyuna
*
ben teslim oldum
zamana..
artık söz onun
devran onun
ne derse onun
onu dinleyeceğim
onu dinleyeceğiz
madem herşey bu kadar
destursuz geliyor aklıma
madem bu kadar can yanıyor
bir can hatrına
teslimim artık
sana
ve
azraile
habersiz geliyorsunuz
ikinizde
zira
saadet bayri
23.4.11
Yürek Odam
Ah Nazende!
yürek şehrini daralttın ya bir odalık,
oysa kocaman bir meydanmış içi.
derler ki;
ne kadar çok kişiyi sevse yüreğin,
o kadar çok severmişsin onu.
odan genişliyor mu?
yoksa
geç mi kaldın
ilk onu sevmeye başlayarak?
ne haldesin şimdi?
(Saadet Bayri)Neden sevdim
Bak Nazende!
neden sevdiğini
çözmeye kalkma sakın!
nedenini bulduğun gün
neyi sevdiğini unutursun
Zordayım
22.4.11
Vakitsizim
sorma...
akrep bende duruyor, yelkovan sana kalıyor.
saniyeler pek hevesli
hep sana sana koşuyor.
ama vakit bir türlü aynı rakamda buluşmuyor
(saadet bayri)
Bir Seyirlik
Ey Nazende!
bir bak etrafına, kim ne kadar benzer ki bir diğerine.
kime el uzatsan, bir kırıkla gelip değer parmağına,
ellerin değil, yüreğin kanadığında
anlarsın
kimse yar olmadı bu dünyada, bir diğerine
nereye oturup yaslanmaya kalksan, ya geç kalırsın yada boş değildir.
yani faniyle işimiz hoş gitmiyor bellidir.
herşey bir başka görününce gözlerine, en sevdiklerin giderken tek tek esas yerlerine
"bir seyirlik maceraymış" der, derin derin dalarsın,
hiç hatrıma gelmez dediklerine.
ve anlarsın
sen geç kalırken, erken gelmiş birileri.
kime neden kızacağına şaşarsın.
saadet bayri
Küçük Bir Dane
Ah Nazende!
Küçük bir çocuğun elinde ki simitten düşmüş, küçük bir daneydim.
Beni sen bul diye, günlerce bekledim.
Sonunda hiç tanımadığım bir güvercine yem oldum
Saadet Bayri
Küçük bir çocuğun elinde ki simitten düşmüş, küçük bir daneydim.
Beni sen bul diye, günlerce bekledim.
Sonunda hiç tanımadığım bir güvercine yem oldum
Saadet Bayri
Adın Yabancıya Çıkar
Dönme sakın geriye, tüm gemileri yaktı hüznüm. Ellerimde adının karıştığı küller var, savurdum onuda şimdi rüzgara. Bilmem hangi yöne düştü ismin.
Sen artık eski bir tanıdıksın, geçmişimin tozlu sayfasında. Garip bir tebessümle yâd ediyorum yüzünü.
Dönmeye kalkma sakın, adın yabancıya çıkar her adımında... Üzülürsün "kimsin" dediğim her anda.
Saadet Bayri
Sen artık eski bir tanıdıksın, geçmişimin tozlu sayfasında. Garip bir tebessümle yâd ediyorum yüzünü.
Dönmeye kalkma sakın, adın yabancıya çıkar her adımında... Üzülürsün "kimsin" dediğim her anda.
Saadet Bayri
Kelebek Ölüleri
İnsan geçmişini yakınca üşüyor.
İlginç bir yaşanmışlık bu, ateş harlandıkça titriyor.
İnsan düştükçe kalkabilir de, keşkelerine takılıp düşmesi en acıtanı.
Yarası kabuk tutmayan keşkelerin içinden ellerimde kalan bir kelime "Keşke"...
saadet bayri
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)