18.5.15

Temizlik takıntısı

Bu ara sıkça dikkatimi çeken konu şu: Uzun yaşamanın sırları…
Uzun ve sağlıklı yaşamak için yapılması gerekenler, listeler halinde veriliyor. Kansere yakalanmamanın püf noktaları, hangi hastalığa neyin çare olacağı o kadar çok ki, okumak bile sıkıyor bazen. 
Sağlıklı yaşamanın sırlarını verenler her yerde bu aralar. Sabah programları onlarla süsleniyor. Onların olmadığı programlar izlenmiyor gibi. Twitter, Instagram gibi sosyal medyada ise takipçileri oldukça fazla.
Bu kadar ilgi ve merak “Uzun yaşamak istiyorum; ancak hasta olmak istemiyorum” diyenlerin ne kadar çok olduğunu gösteriyor. 
Oysa formül gayet basit: “Kimyasaldan uzak dur, mutlu ol.” Kimyasallar günlük hayatımızdan çıkarken, tabiî ürünler, yani babaanne ürünleri ise yavaş yavaş hayatımıza giriş yapmaktalar. 
Bir gazete kupüründe; kullandığımız çamaşır sularının bedensel sağlığımızın yanı sıra, ruhsal sağlığımızı da etkilediğini ve bu durumdan dolayı depresif insanların sayısının arttığı yazıyor. Detayları okuyunca, temizlik uğruna bedenimize verdiğimiz zarar sayfalarca… Ki bu ürünlerden, boyları kısa olduğu için en çok etkilenen ise çocuklar… 
***
Bunun yanında, iş ve türevleriyle kendi dengesini bozmuş kadınlarımız ise git gide artıyor. Akşama kadar evin neresi kirli, neresinde toz var? Neresini dezenfekte etsem, diye uğraşıp bütün huzurunu altüst eden bu kadar yoğunluk içinde evin yeniden dağıldığını fark edince cinnet krizleri geçirenler ise, azımsanmayacak kadar çok. 
Sırf evi dağıtmasın diye televizyon başına oturtulan, elbisesi kirlenir diye sokağa çıkartılmayan. Parkta annesine “Kumlara basabilir miyim?” diye izin isteyen çocukların sayısı ise gün geçtikçe artıyor. Öyle ki, üç yaşındaki kızının “İlk defa bugün kuma bastı. Hayret doğrusu. Elbisesi kirlenir diye basmıyordu” diyen annenin gözlerinin içindeki mutluluğu görünce içim ürperdi. Titizliğinden dolayı, kumlara basmayan bu kız çocuğu annesi için gurur duyulacak bir hâldi. Oysa ağlanacak bir durumdu benim için. 
Ne bileyim; su birikintilerine basmak için yol değiştirdiğim zamanlarım ve saçlarından tek tek temizlediğim kumları hatırlayınca, çocuk olmanın ne demek olduğunu anlamaya çalışıyorum bütün bunları yaparken.
Temizlik takıntısı hastalık olarak çıkıyor karşımıza. Bu hastalığı yenmenin, çocuklarımızın ve kendi ruh sağlığımızın bozulmamasının çaresi ise genişlemek. Bana kalırsa bu tahammülsüzlükle daha adını bilmediğimiz birçok hastalık yaşayıp tanıyacağız. 

Hiç yorum yok: