9.6.08

Mesneviden

Bahar mevsiminde ”Güllere; “içinizdeki gizli sırları dökün, gönlünüzde Hakk sevgisine ait ne varsa onları açığa vurun!
Mağara dostu ile halvet zamanı geldi dendi !
Bu ilkbahar mevsiminde duyguların içinizde kalması doğru değildir” diye emir verildi.

Can kuşu; “Yâ Hû” deyince, kumru “Kû, Kû; nerede, nerede ? Onun kokusunu bile alamadın, sana bekleyiş hissesi düştü!” demeye başladı. Bu arada, bahçede bulunan çınar ağacı üzüme yüzünü çevirdi de “Ey hep yerlere baş koymuş secdeye kapanmış üzüm! Kendinde güç bul, ayağa kalk da etrafına bak; her şey yeniden dünyaya geldi! Dünya gelinler gibi süslendi, güzelleşti! Senin gözün bir şey görmüyor” dedi.
Üzüm; “ben kendi isteğimle, kendim secdeye kapanmadım! Beni O secde ettiriyor” dedi.
Elma, kendisini bir şey zannederek bir davaya girişti : “Benim Cenâb-ı Hakk"a karşı zannım iyidir; O her şeyi yerinde ve güzel yaratır” diyerek benliğe kapıldığı için,”Bakalım elma sözünde duruyor eziyetlere katlanıyor mu, Allah"tan gelen belâlara sabrediyor mu ?” diye Cenâb-ı Hakk tarafından imtihan edilmek istendi.
O yüzden herkes onu taşlamaya, başına taşlar yağdırmaya başladı.
Elma gibi taşlanan başına belalar gelen kişi de, Hakk"a gerçekten bağlı er kişi ise atılan taşlardan şikayet şöyle dursun, güler, neşelenir.
Çünkü o taşlar padişahlar padişahından geliyor.

Hiç yorum yok: