17.5.08

Ecel gelince

Bir ihbar yapılmış, dün gece sabaha karşı. Daha gün tam ışımadan, şehir uykudan uyanmadan. Birinin eşkali verilmiş, tam olarak bilinmese de hayal meyal görülmüş.
Arayanın sesi titrediğinden, ne dediği tam olarak anlaşılmamış. Nefes nefese imiş, duyulmasın diye de çok kısıkmış sesi. Anladıkları kadarıyla almışlar adresi, bilmem kaçıncı tekrardan sonra çözmüşler bu bilmeceyi. "O geldi sonunda. Yetişin kurtarın beni" diyormuş her kelimenin ardında.
Bu sabah ezanla birlikte bir de sela verildi.
Anlayamadık, bu kadar acil kim terketti bu şehri. Acısı kulaklarımıza, değdi.
Selayı dinlerken, karşı apartmanın önünde ki sesler artınca kalkıp, araladım pencereyi. Ölmüş karşı komşumuz sabaha karşı ansızın.
Hem de telefon başında. Şaştım o saatte kimi aramış ki?
Polisler konuşurken, duydum.
Bir not bulmuşlar ellerinin arasındaki kâğıtta.
"Ecel kapını çaldığı zaman, evi telaşa verme. O geldiği zaman sen gitmiş olacaksın."
saadet bayri

Hiç yorum yok: